1 Haziran 2008 Pazar
PAZAR YAZILARI
BİR AŞK HİKAYESİ
Muammer Bey ile Şükran Hanımın 1930’ların başında İzmir’de başlayan aşk hikayesine, operet tarihimizle ilgili çalışmalar yaparken rastlamıştım. Şükran Hanım’ın babası Kazım Dirik Paşa. Tabii ki imkansız bir aşk bu... Bu aralar çıkan bir kitapta olayın ayrıntıları ile karşılaşınca sizlerle paylaşmayı düşündüm...
Olay geçtiğimiz günlerde çıkan bir kitapta ayrıntılarıyla anlatılıyor. Vali Paşa Kâzım Dirik adını taşıyan kitap, bizzat vali beyin torunu Doğan Dirik tarafından yazılmış. Kâzım Dirik Kurtuluş Savaşı’nın ünlü miralaylarından, Batum’un son Türk Valisi ve 1926 yılından itibaren de İzmir Valisi... Bizim gözümüzü diktiğimiz hikaye, bu yaşam öyküsünün pek kişisel sayfalarında yer alıyor.
Filme çekilesi bir kaçış öyküsü
Yeniden 1930 yılına dönelim. Muhlis Sabahattin’in emprezaryoluğunu üstlendiği Süreyya Opereti temsillerini Elhamra Sineması’nda vermektedir. Daha sonraki yıllarda Muammer Karaca olarak tanıyacağımız genç oyuncu Muammer ile Şükran arasında ilk göz teması burada başlıyor. Bir davet tanışmalarını sağlıyor ve ardından yıldırım aşkı. Gizli gizli buluşuyor iki sevgili. Bu aşkın meyvalarından kızları Tunca Turna, söz ettiğim kitapta yazara şöyle anlatıyor: “Fakat [sonunda] Muhlis Sabahattin’in turne süresi bitiyor ve babamın İstanbul’a dönmesi genekiyor. Muhlis Sabahattin Bey’den sonra İzmir’e Raşit Rıza Bey’in heyeti geliyor, babam da o gruba geçiyor. Bir müddet daha İzmir’de kalabildikten sonra, artık çaresiz İstanbul’a dönmesi gerekiyor. Ayrılıyorlar ve annem açmaya karar veriyor. İzmir’de rıhtım yokken yolcu gemilerine gidiş ve gelişler sandallarla yapılıyor. Annem de kaçış kararı verdikleri gün, bir taksiyle rıhtıma gelip sandalla Gülcemal vapuruna ulaşıyor; fakat heyecandan olacak, taksiye para vermeyi unutuyor. Şöför de annemin bir yolcu geçirmeye geldiğini zannedip, orada bekliyor. Fakat gemi hareket edince, Valikonağı’na gidip, ‘Küçük hanım İstanbul’a gitti, benim ücretimi unuttu,’ diyor.” Yani kaçma olayı böyle ortaya çıkmış. Koca Vali kızını tiyatrocuya verir mi hiç! Hemen İstanbul’a telgraf çekiliyor. Sevgililer zevkli bir yolculuktan sonra İstanbul’a geldiklerinde, bir bakıyorlar ki Karaköy Meydanı polis dolu. Muammer hemen geminin arkasına geçip bir sandal çağırıyor. Gemiden sarkan iplere tutunarak sandala atlıyorlar ve oradan da Üsküdar’a çıkıyorlar. Çamlıca tepesinde Muammer’in bir arkadaşının evinde saklanıyorlar. Ama gece yarısı kapı çalınıyor ve polis onları alıp Üsküdar Karakolu’na götürüyor. Şükran’ın annesi ve İzmir Polis Müdürü oradalar. Muammer’i bir güzel dövüp, Şükran’ı İzmir’e geri götürüyorlar.
İki cambaz Bursa turnesinde
Ama aşk yasak dinlememiş elbette. Aynı yıl içinde Şükran Hanım bu kez bir daha dönmemek üzere İstanbul’a Muammer’inin yanına kaçıyor. Muammer o sıralar Raşit Rıza Topluluğu’nda çalışmaya devam ediyor. Ama tiyatronun bir kuralı var, oyuncu değillerse turneye eşler katılamıyor. Şükran Hanımın kısa sanat hayatı da böyle başlıyor. Ben yine gazete taramalarım sırasında bu olayla ilgili bir habere şöyle rastlamışım: "Raşit Rıza Bey ve arkadaşları burada [Bursa] ilk temsillerini muvaffakiyetle verdi. Heyette çalışan Muammer Ruşen beyin refikası ve İzmir Valisi Kâzım Paşa'nın kızı Şükran Hanım, dün gece ilk defa [İki Cambaz piyesinde] rol alarak sahneye çıkmıştır.” (Cumhuriyet, 30 Kasım 1930) Ertesi yıl da iki sevgili aynı topluluğun Yunanistan turnesine katılıyorlar.
Aradan yıllar geçiyor, Muammer artık Darülbedayi’de kadroya girmiştir. Muhsin Ertuğrul’un operet fimlerinde de önemli roller almaktadır. Atatürk’ün de araya girmesiyle Kazım Dirik kızını ve damadını affediyor. Fakat artık Trakya Umum Müfettişi olan Vali Paşa, damadının tiyatrodan ayrılmasını şart koşuyor ve ona Turhal Şeker Fabrikası’nda idare amiri olarak bir iş ayarlıyor. Böylece aile Turhal’a yerleşiyor. Muammer Karaca yemeklerde devlet büyüklerinin taklitlerini yaparak oyunculuk kariyerine devam edemeyeceğini kısa sürede anlıyor. Bir süre sonra paşa ailesi ısrarlara dayanamayarak, tiyatroya dönüş için vize veriyor...
Bir aşk hikayesinin öyküsü çok özetle böyle... Ayrıntıları kitapta aile içi tanıkların anlatımlarıyla okuyabilirsiniz. Muammer Karaca’nın daha sonraki yılları ise bambaşka bir öykü. Zaten Şükran Hanım’la evlilikleri de ellili yılların başında sona eriyor.
Şükran Hanım Lütfullah Süruri ile evleniyor. Bandan sonrası için Gülriz Sururi’nin anılarına bakmanız gerekiyor. Biz isterseniz, bu ilk yıllarda kalalım... Gülcemal Vapuru, Bursa Turnesi, Turhal Şeker Fabrikası film hikayemizin bölümleri olsun... Muammer Karaca’nın büyük süksesi olan Alabanda Revüsü ile de filmi noktalayalım...
FOTOLAR
1. Beraberliklerinin ilk yılarından bir arkadaş topluluğu fotosunda: Soldan Arif Oruç, Nizamettin Nazif, Şükran ve Muammer...
2. Şükran’ın otuzlu yıllarda Feriha Tevfik'e imzaladığı fotoğrafı.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder